Diğer bir adı Kibir Sendromudur.
Genelde siyasetçilerde görülen
bu hastalık “tanrısal ego” olarak da biliniyor.
İlk kez, Psikiyatrist David
Owen ve Jonathan Davidson tarafından dile getirilen bu sendrom, 2010 yılında
tıp dünyasının önemli dergilerinden biri olan Brain’ de yayınlandı.
David Owen ve Jonathan
Davidson’a göre sendrom bir “güç zehirlenmesi” ve diktatörler Hubris
Sendromuna özel bir eğilim taşıyor.
Demokratik ülkelerde,
tekrarlayan seçim zaferleri liderlerin Hubris Sendromu hastalığına yakalanma
olasılığını arttırıyormuş.
Bu hastalarda; kriz dönemleri,
savaşlar ve ekonomik felaketler daha fazla kibire yani hubrise neden oluyormuş.
Makaleye göre bu hastalığa yakalanan bazı siyasetçileri sayarsak; Oğul George
W. Bush, Tony Blair ve Margaret Teacher.
Tanı koyabilmek için aşağıdaki
sayılan 14 dört bulgudan, 3 veya daha fazlası bir liderde mevcutsa; o kişi
hasta demektir,
- Dünyayı, güç kullanımı yoluyla kendini yücelteceği bir yer olarak görür.
- Öncelikle kişisel imajını geliştirmek amaçlı hareket etme eğilimi vardır.
- Görüntüsü ve ifadeleri ile orantısız bir endişe içindedir.
- Mevcut faaliyetleri ile ilgili konuşurken, bir mesih gibi yücelme eğilimi taşır.
- Kendisini ulus veya kuruluşla bir tutar.
- Konuşmalarında kraliyet ailesine özgü bir “biz” ifadesi kullanır.
- Aşırı özgüven gösterir.
- Kendisi için öteki olan grubu açıkça hor görür.
- Diğer insanlar ya da iş arkadaşları gibi sıradan bir mahkemeye değil de sadece tarih ya da Tanrı gibi bir üst iradeye karşı hesap verebilir olduğu duygusunu taşır.
- O üst iradenin yargılamasında, haklı olacağına dair sarsılmaz inancı vardır
- Gerçeklik ile bağı kopmuştur.
- Pervasız, tezcanlı, vesveseli, huzursuzdur, dürtüsel eylemler sergiler.
- Uygulamaların, sonuç ve maliyetlerinin dikkate alınmasını önlemek için, uygulamalarını ahlak, dürüstlük hakkında “geniş tasavvurlarına” dayandırır.
- Aşırı özgüven, işlerin ters gidebileceği düşüncesinden yoksun, uygunsuz politikalar oluşturmasına neden olur.