9 Haziran 2019 Pazar

Yıl 1889, yer Suriye - Şam.


Gerçek bir fotoğraf.

Taşıyan kişi Muhammed adında kör bir Müslüman. 

Taşınan ise Sameer adında yürüme engelli Hristiyan bir cüce.

Sameer, kalabalık Şam sokaklarında Muhammed'in taşıyıcılığına, Muhammed de Sameer'in rehberliğine güveniyordu.

Onlardan sadece biri görebiliyor ve sadece biri yürüyebiliyordu. İkisi de yetimdi, aileleri yoktu ve aynı evde yaşıyorlardı. 


Ölene kadar birlikte yaşadılar, Sameer öldüğünde Muhammed onun odasında günlerce ağladı ve kısa bir süre sonra da üzüntüden öldü. 

Fakirin, ezilenin dili, dini, ırkı olmaz. Dine, vatana, bayrağa, ırkçılığa en çok ihtiyacı olanlar zenginlerdir. Çünkü saltanatlarını bu ezilen sınıfın birleşmesine karşı din, dil, ırk, vatan, bayrak silahları ile korurlar.
Kaderci bir toplum ise ihtiyaçları olan en büyük sermayedir..


H.Ekinci 

7 Temmuz 1946 ...

Muğla İli Yatağan İlçesi Gevenes Köyü Bugünkü adı Çaybükü Köyü Kozağaç mıntıkası ormanlarında yangın çıkar. Yangın kısa sürede kontrol altına alınır.Organizeli yangın söndürme ekibi bulunmayan dönemin orman idaresi, orman yangınlarını önleme ve söndürme çalışmalarında bugün de uygulanmakta olan orman köylerinde oturan mükelleflerden faydalanmaktadır.
Çıkan orman yangınını söndürme ve soğutma çalışmalarında görevli Orman Muhafaza Memuru Sarı Mehmet lakaplı Mehmet İn, yangının kontrol altında tutulmasında görevlendirilmek üzere, mükellef talebi için köyün "Belen Kahvehanesi" adını taşıyan kahvehanesine gelir .
Tevfik Cezayir, köyün muhtarıdır ve ikinci dönem muhtarlığa seçilmiştir.Tahsildarların kahvehaneye geleceği haberi ile kahvehaneye gelmiştir ve vakit geçirmek için köyün gençlerinden Mustafa ile dama oynamaya başlamıştır.
Muhtarın yanına yaklaşan Orman Muhafaza Memuru Mehmet İn, yangının kontrol edilebilmesi ve gece boyunca tekrar alevlenmesini önlemek üzere, mükellef talep eder .Akşam karanlığı saatleridir ve köyün kahvehanesi tahsildarın gelmesi nedeniyle kalabalıktır.
Köy muhtarı oyunun heyecanı ile ,ormancının mükellef talebine cevap vermez. Ormancı mükellef talebini tekrarlar ve "eğer mükellef vermeyeçeksen tutanak yapalım ve imzala "diyerek elini dama masasına vurur .
Köyün hızlı delikanlılarından olan ve muhtarla dama oynayan Mustafa "oyun masasına müdahale etme, sen sarhoşsun, çek git!" der.Tartışma alevlenir ve Mustafa ani bir haraketle ormancıya tokat atar. Ormancı cebinden "kama" tabir edilen bıçağını çekerek Mustafa 'nın göğsüne doğru sallar. Mustafa ani hareketle sola döner ve bıçak sağ koluna saplanır.
Olayın şokunu yaşayan Mustafa ,belinden tabancasını çekmek ister. Bu hareketi gören Muhtar Tevfik ,"yapma Mustafa!" diyerek Mustafa'ya müdahale eder . Güçlü kuvvetli Mustafa'ya engel olamaz.
Mustafa silahını ateşler ve kargaşa esnasında Ormancı yı hedeflemesine rağmen öne çıkan Muhtar Tevfik'i vurur. Orman Muhafaza Memuru Mehmet İn olay yerinden uzaklaşır.Arkasından 4-5 el ateş eden Mustafa'nın kurşunuyla topuğundan yaralanır. Ulaşım vasıtası bulunmadığından Muhtar Tevfik, tedavi amacıyla yaya olarak Muğla'ya doğru yola çıkarılır.Ancak kan kaybından yolda ölür.
Yörenin sevilen mahalli sanatçılarından Tahir Usta (Tahir Erdinç) ORMANCI türküsünün sözlerini yazar ve olaydan 5-6 ay sonra Gevenes Köyündeki bir düğünde söyler.
Olay tarihinden bu yana "ORMANCI" türküsü Muğla yöresinin folklorik değerlerinden bir örnek olarak söylene gelir.
ORMANCI
Çıktım Belen kahvesine , baktım ovaya,
baktım ovaya .
Bay Mustafa çağırdı dama oynamaya.
Ormancı da gelir gelmez yıkar masayı,
yıkar masayı.
Söz anlamaz ormancı, çekmiş kafayı

Aman ormancı,canım ormancı.
Köyümüze bıraktın, yoktan bir acı

Gevenes 'in suları hoştur içmeye, 
hoştur içmeye.
İçinde köprüsü var gelip geçmeye.
Tevfiğimi vurdular, hiç mi içine,
hiç mi içine
Yazık ettin ormancı köyün iki gencine.

Aman ormancı,canım ormancı.
Köyümüze bıraktın, yoktan bir acı.

Gevenes'in ortasında değirmen döner,
değirmen döner. 
Degirmenin suları dağından iner.
Ormancıya atılan kurşun Tevfiğe değer, 
Tevfiğe değer.
Tevfiğimin acısı yürekler deler.

Aman ormancı,canım ormancı.
Köyümüze bıraktın, yoktan bir acı.


Serdar Özbosnalıoglu


1924 Erzurum Depremi ve ATATÜRK

1 EKİM 1924 - ATATÜRK'ün, Erzurum'da "Depremden Zarar Görenlere Yardım Komisyonu"nun çalışmalarını denetlemesi ve fe...