25 Haziran 2019 Salı

Hubris Sendromu


Diğer bir adı Kibir Sendromudur.

Genelde siyasetçilerde görülen bu hastalık “tanrısal ego” olarak da biliniyor.

İlk kez, Psikiyatrist David Owen ve Jonathan Davidson tarafından dile getirilen bu sendrom, 2010 yılında tıp dünyasının önemli dergilerinden biri olan Brain’ de yayınlandı.

David Owen ve Jonathan Davidson’a göre  sendrom bir “güç zehirlenmesi” ve diktatörler Hubris Sendromuna özel bir eğilim taşıyor.

Demokratik ülkelerde, tekrarlayan seçim zaferleri liderlerin Hubris Sendromu hastalığına yakalanma olasılığını arttırıyormuş.

Bu hastalarda; kriz dönemleri, savaşlar ve ekonomik felaketler daha fazla kibire yani hubrise neden oluyormuş. 

Makaleye göre bu hastalığa yakalanan bazı siyasetçileri sayarsak; Oğul George W. Bush, Tony Blair ve Margaret Teacher.

Tanı koyabilmek için aşağıdaki sayılan 14 dört bulgudan, 3 veya daha fazlası bir liderde mevcutsa; o kişi hasta demektir,

  1. Dünyayı, güç kullanımı yoluyla kendini yücelteceği bir yer olarak görür.
  2. Öncelikle kişisel imajını geliştirmek amaçlı hareket etme eğilimi vardır.
  3. Görüntüsü ve ifadeleri ile orantısız bir endişe içindedir.
  4. Mevcut faaliyetleri ile ilgili konuşurken, bir mesih gibi yücelme eğilimi taşır.
  5. Kendisini ulus veya kuruluşla bir tutar.
  6. Konuşmalarında kraliyet ailesine özgü bir “biz” ifadesi kullanır.
  7. Aşırı özgüven gösterir.
  8. Kendisi için öteki olan grubu açıkça hor görür.
  9. Diğer insanlar ya da iş arkadaşları gibi sıradan bir mahkemeye değil de sadece tarih ya da Tanrı gibi bir üst iradeye karşı hesap verebilir olduğu duygusunu taşır.
  10. O üst iradenin yargılamasında, haklı olacağına dair sarsılmaz inancı vardır
  11. Gerçeklik ile bağı kopmuştur.
  12. Pervasız, tezcanlı, vesveseli, huzursuzdur, dürtüsel eylemler sergiler.
  13. Uygulamaların, sonuç ve maliyetlerinin dikkate alınmasını önlemek için, uygulamalarını ahlak, dürüstlük hakkında “geniş tasavvurlarına” dayandırır.
  14. Aşırı özgüven, işlerin ters gidebileceği düşüncesinden yoksun, uygunsuz politikalar oluşturmasına neden olur.




Hubris Sendromu ile ilgili görsel sonucu

TÜRKİYE İKİNCİ DÜNYA SAVAŞINA KATILDI MI?


Türkiye 23 Şubat 1945 tarihinde TBMM kararıyla, Almanya'ya karşı resmen savaşa girdi. 

Türkiye'nin 12. Hava Kuvvetleri komutanı olan Orgeneral Emin Alpkaya'nın anıları, genç Türk pilotların II. Dünya Savaşı'nda İngiliz uçaklarında görev alarak Almanlar'a yönelik bombardımanlara katıldığını ortaya çıkardı.
Orgeneral Emin Alpkaya'nın kızı Tülin Alpkaya'nın ortaya çıkardığı günlükler, Türkiye'nin bu kararın alınmasından çok önce, genç pilotlarıyla savaşın bir anlamda içerisinde olduğunu gösteriyor. Günlüklerde, genç Türk havacı subayların, bombardıman uçaklarıyla göreve yollandıklarına dair ibareler yer alıyor.

Alpkaya, Hava Harp Okulu'ndan 1941 yılında teğmen rütbesiyle mezun oldu. Dönem arkadaşlarıyla birlikte, İngiltere Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne eğitim almaya gönderildi. 2 yıl boyunca dönemler halinde 300'e yakın genç havacı teğmen, bu eğitimlerden faydalandı.
1976 yılında Hava Kuvvetleri Komutanı olarak emekliye ayrılan Alpkaya'nın, kendi el yazısıyla yazdığı notlarını, kızı Tülin Alpkaya derledi.

'BOMBARDIMANDAN GELİYORUM'
TSK üstün hizmet madalyasına sahip olan ve 22 Mart 1985 tarihinde vefat eden babasının bu notlarını basmak istemediğini ve bir nüshasını Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na gönderdiğini söyleyen Tülin Alpkaya, şunları anlattı: "Türkiye Cumhuriyeti devleti 1941'de, savaş esnasında 20-30 yeni mezun subayı seçmiş ve İngiltere'ye yollamış. Bu subaylar, Kraliyet Hava Kuvvetleri pilotlarının yetiştirildiği, hatta Kraliçe Elizabeth'in babasının gittiği, şu anda Prens William'ın gittiği hava kuvvetleri okuluna eğitim almak üzere gidiyorlar. O dönemde pilota ihtiyaç olduğu için Türk pilotlar da, eğitildikten sonra göreve gönderiliyorlar. Babam tam olarak, 'Ben Berlin'i bombaladım' diye yazmamış ama hocası, 'Sen artık Berlin'e gitmeye hazırsın' demiş. Bombardıman öğrenmiş orada. Ondan sonra da hatıralarında, 'Sabah 6'da geldim. Çok yoruldum. Bombardımandan geliyorum' gibi el yazısıyla notları var. Ben de o okulun arşivini çok iyi bilen, orada mezun birisine sordum. O da dedi ki; 'O esnada ihtiyaçtan herkes kullanıldı. Bombardıman pilotlarına ihtiyaç olduğu zaman, Almanya'ya bombardımana yollanıyorlar. Bir sefer uçmuştur veya iki sefer... Onu bilemeyeceğim.'
14 TÜRK PİLOTU ÖLDÜ
İngiltere'deki eğitimler sırasında 14 Türk teğmenin de eğitim uçuşlarında hayatlarını kaybettiğinin söylendiği de belirten Tülin Alpkaya, şöyle konuştu: "Babam çok büyük kaza atlatmış. Tarlaya zorunlu iniş yaptı..
Orada sadece Türkler yok. Belçikalılar da var, Hollandalılar da... Babam bu yaşadıkları ile ilgili bize bir şey anlatmadı" diye konuştu. 

berlinin uçaklarla bombalanması ile ilgili görsel sonucu


1924 Erzurum Depremi ve ATATÜRK

1 EKİM 1924 - ATATÜRK'ün, Erzurum'da "Depremden Zarar Görenlere Yardım Komisyonu"nun çalışmalarını denetlemesi ve fe...