13 Haziran 2019 Perşembe

1071 Anadolu'nun kapısı yalan mı?

Anadolu da Alp Arslan a saldıranlar Türk değilmiydi?
MÖ den 3 bin yıl önce Anadolu zaten Türklerindi
Öncelikle İstanbul Beşiktaş ta 7000 yıllık türk mezarları bulunduğunu hatırlatmak isterim.
İstanbul'un 3500 yıllık geçmişi Türk çıktı
Her geçen gün Türk'ün kadim tarihi iyice ortaya çıkıyor.
İstanbul'da bulunan 3 bin 500 yıllık mezarlar Orta Asya kültürüne ait çıktı
İstanbul'un Beşiktaş ilçesinde metro kazısı sırasında bulunan 3 bin 500 yıllık kurgan tipi 35 mezarın Kuzey Karadeniz steplerinde yaşayan eski Türk ve Altay kültürüne ait olduğu iddia ediliyor. Kurgan tipi bir mezarlık alanında çalışmalar yürüten İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürü Zeynep Kızıltan, iki tür gömme tarzı olduğunu belirterek "Kurgan tipi gömü özellikle Orta Asya step kültüründen Karadeniz’in kuzeyinden bizim Trakya bölgemize gelen bir ölü gömme geleneği" diye açıklama yaptı.
Hürriyet'ten Ömer Erbil'in izlenim haberine göre, Beşiktaş'ta Barbaros Bulvarı’nın hemen yanında süren metro istasyon inşaatında çıkan buluntular İstanbul tarihini değiştirecek bilgileri gün ışığına çıkardı. Metro kazısında şu anda yaklaşık 3 bin 500 yıllık, İstanbul’un en eski mezarlığı kazılıyor. Şimdiye kadar 35 mezar tespit edildi. Kuzey Karadeniz step kültürüne yani eski Türk ve Altay kültürüne ait kurgan tipi mezarlığın ortaya çıkması bilim dünyasını da heyecanlandırdı.
Beşiktaş’taki arkeolojik kazı sonuçları Türklerin Anadolu’ya girişini 1071 Malazgirt Savaşı’na bağlayan geleneksel tarih bilgisini de sorgulama noktasına getirdi. Şu anki mevcut bulgular ışığında tarihlemenin son tunç çağı ile demir çağının başlangıcı (MÖ 1200 - 1500) olduğu düşünülüyor.
Kurgan mezarlar
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın özel izni ile İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürü Zeynep Kızıltan eşliğinde Beşiktaş’taki kazı alanına girdik. Alanda çok sayıda işçi ve arkeolog görev yapıyor. Kazı alanının ilk bakışta onlarca dairesel planlı taş yığınlarından oluştuğu görülüyor. Kızıltan, buranın İstanbul’un bilinen en eski mezarlığı olduğunu anlatıyor. Dairesel planlı taş yığınlarının Kuzey Karadeniz step yani eski Türk ve Altay kültürlerine ait ölü gömme âdeti olan ‘kurgan’ tipi mezarlar olduğu belirtiliyor. Arkeologlar bu mezarların etnik olarak kimlere ait olabileceğini bu noktada söylemelerinin zor olduğunu ifade etseler de Türklerin 10. yüzyıla kadar kurgan mezar âdetini devam ettirdikleri bilimsel kaynaklardan anlaşılıyor. Mezar iskeletleri üzerinde antropologların çalışmaları neticesinde ortaya çıkacak analiz sonuçları bu mezarlıkta yatan en eski İstanbulluların kökenlerini tam olarak öğrenmemizi sağlayacak. Orta Asya ve step kültürü ile ilgili bilimsel kaynaklar erken tunç (MÖ 3000) dönemlerinde görülen kurgan tipi ölü gömme âdetinin Oğuzlar, Hunlar, Göktürkler gibi önemli Türk boyları tarafından kullanıldığını gösteriyor.
Kremasyon da var
Kavimler Göçü’nden önce tunç çağı döneminde de steplerden bir göç dalgası olduğu Balkanlar’daki kurgan mezar tiplerinden de biliniyordu. Beşiktaş’taki buluntuların da bu göç dalgasının sonucu olduğu ve o dönemki tatlı su kenarına yerleştikleri sanılıyor. Bugüne kadar İstanbul’da ilk kurgan mezar Silivri’de yine İstanbul Arkeoloji Müzesi kazılarında ortaya çıkarılmıştı. Şimdi Beşiktaş’taki kurgan mezarlık ile Silivri’deki mezar arasında nasıl bir ilgi olduğu araştırılacak. Bugüne kadar 35 kurgan tipi mezar Beşiktaş’ta tespit edildi. Bazı mezarlarda urne tipi kaplar içinde yakılmış kemikler bulundu. Kremasyon yani yakılarak gömülen kemiklerin renginden 700-800 derece sıcaklıkta yakıldıkları tahmin ediliyor. Ayrıca kurganların içine hoker pozisyonunda (ana rahmindeki duruş) gömülen yetişkinlerin de olduğu tespit edildi. Her iki gömü şeklinin de Kuzey Karadeniz step kültüründe var olduğu biliniyor.
Orta Asya ölü gömme âdeti
İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürü Zeynep Kızıltan: “Kurgan tipi bir mezarlık alanında çalışıyoruz. Burada iki tür gömü var: Bir, yakılarak kremasyon gömüler, bir de normal yarı hoker veya tam hoker pozisyonunda yakılmadan yapılan gömü türü var. Kremasyon gömülerimiz çok daha yüksek sayıda. Ceset yakıldıktan sonra kalan kemikler ve küller toplanarak böyle gördüğünüz gibi belli aralıklarla gömülüyor. Daha sonra üstü taşlarla çevrilerek kapatılıyor. Kurgan tipi gömü özellikle Orta Asya step kültüründen Karadeniz’in kuzeyinden bizim Trakya bölgemize gelen bir ölü gömme geleneği. Şu anki malzemelerimizin karşılaştırılması sonucu erken demir ya da ilk demir çağı diyebileceğimiz döneme ait. Yaklaşık MÖ 1100-1200’ler olarak düşünüyoruz. Ancak sonuçları karbon 14 analizleri ya da DNA testleri kesinleştirecektir.”
Sonra;
Tarih, Anadolu'da egemenlik mücadelesinin antik çağdan itibaren var olduğunu, hayatın ise bu gerçeklik üzerinde şekillendiğini göstermekte, sömürgeciliğin ise kendilerine karşı savaşan Türki krallığı da yenen Akkadlar ile başladığını göstermektedir.
Aynı tarih ile, modern sömürgeciliğin kökenlerinin ise Asurlular ile başladığını, bu sömürgeci krallığa ise Huttilerin son verdiği de anlaşılmaktadır.
Tarih bize varolma gerçekliğinin çok değişmediğini de anlatmaktadır.
MÖ. 3000-2000 yılları arasına tarihlenen Eski Tunç Çağı’nda Anadolu’da yazı yoktur.
Fakat komşu ülkelerden Mezopotamya’da MÖ. 3200’lerde Sümerler tarafından yazı keşfedilmiş ve tarihi devirlere kucak açılmıştır.
Sümerler’den sonra Mezopotamya kentlerine hakim olan Sami kökenli Akkadlar, MÖ. 2350-2150 yılları arasında güçlü bir devlet kurmuşlar ve çok geçmeden komşu ülkeler üzerine de seferler düzenlemişlerdir.
Akkad krallarının istilâ ettikleri ülkelerden biri de Anadolu’dur.
Akkad krallarından Naram-Sin’e ait Şartamhari metinlerinde, adı geçen Akkad kralının, Sedir ormanlarını (Amanoslar) ve Gümüş Dağları’nı (Toroslar) aşarak Anadolu’ya girdiği ve Hatti kralı Pampa’nın önderliğinde toplanan 17 Anadolu kralına karşı savaştığı anlatılır.
MÖ. ca. 2250’lere tarihlenen bu hadise, Şartamhari metinlerinin Hattuşaş arşivinde ele geçirilen Hititçe kopyasında (KBo III, 13), tüm ayrıntıları ile gözler önüne serilmektedir.
İlk 7 satırı kırık olan metin, 8. satırdan itibaren şöyle devam etmektedir: "Bana karşı bütün memleketler isyan ettiler 9. GUŞUA kralı Anmanailu, Pakki kralı Bamanailu 10. Ulluwi (Ullama) kralı Lupanailu, sonra kralı İnmipailu 11. Hatti kralı Pampa, Kaniş kralı Zipani, kralı Nur-Dagan 12. Amurru 281 kralı Huwaruwaş, Paraşi kralı Tişenki 13. Armanu kralı Mudakina, Sedir dağları kralı İşgippu 14. Larak kralı Ur-Larak, Nikku kralı Ur-Banda 15. Türki kralı İlşu-Nail, Kuşaura kralı Tişbinki 16. toplam 17 kral, ki onlar savaşa girdiler, ve ben onları vurdum. 17. Hurrilere karşı bütün orduyu seferber ettim ve sonra (tanrılara) şarap takdim ettim.
18. O zaman savaşçılarıma binlerce düşman askeri hiç mukavemet etmedi." Metnin çok bozuk olan arka yüzünde, geceleyin düşman karargâhına bir baskın yapıldığı ve onların yenilgiye uğratıldığı anlatılmakta, alınan ganimetlerden eksik cümleler halinde bahsedilmektedir.
Kaynak: Pınar Bülbül; En Eski Çağlardan Persler Dönemine Kadar Afyonkarahisar ve Çevresi
Editör: Ali Tarık HATİPOĞLU
Hitlerin öldürdüğü çingeneler türk değilmiydi? Yahudiler Türk değilmiydi. Sizi Müslüman olmayan Türkleri yok saymaktan men ederim.
Oğuz Ersöz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

1924 Erzurum Depremi ve ATATÜRK

1 EKİM 1924 - ATATÜRK'ün, Erzurum'da "Depremden Zarar Görenlere Yardım Komisyonu"nun çalışmalarını denetlemesi ve fe...