Ayvayı yedik! Bu sözü bir çok kez duymuş ve kullanmışızdır. Peki bu söz nereden geldi? Kültürümüze nasıl yerleşti? Hikayesi neydi?
Şimdi gelin bu mitolojik hikayeyi kısaca bir okuyalım.
Keos (Kos) Adası’nın en yakışıklı delikanlısıydı, Akontios..
Bekardı..
Genç kızlar peşindeydi..
Ama o aradığı güzeli henüz bulamamıştı..
Artemis şenliklerini izlemek için Delos Adası’na gitti..
Delos, Santorini’nin hemen yanında ilahların yaşadığı bir adaydı..
Tapınakları, heykelleri, tiyatroları vardı..
Genelde zenginler yaşardı..
Akontios Delos’ta güzeller güzeli Kydippe’ye rastladı..
O an vuruldu..
Aşık oldu..
Ama Kydippe Delos’un en soylu ailesinin kızıydı..
Akontios soylu değildi..
Asla Kydippe’yi kendisine vermezlerdi..
Düşündü taşındı, bir hileye başvurdu..
Hem Kydippe’yi, hem Tanrıça Artemis’i kandıracaktı..
Bir ayva aldı, üzerine iri iri yazdı.
“Artemis tapınağı üzerine ant içiyorum ki ben Akontios’a varacağım!”
Sonra Kydippe tapınakta dua ederken, ayvayı attı, bağırdı..
“Oku.”
Kydippe ayvayı tuttu..
Antik çağda yazılar yüksek sesle okunurdu..
O da herkesin duyacağı şekilde okudu:
“Artemis tapınağı üzerine ant içiyorum ki ben Akontios’a varacağım!”
Bir anlam veremedi..
Ayvadan bir diş aldı, yere attı, sonra tapınaktan ayrıldı..
Ama yemini artık yemin sayılmıştı..
Herkes gibi Tanrıça Artemis de duymuştu.
Ertesi gün Akontios, ailesinden Kydippe’yi istedi..
Vermediler..
Vermemekle kalmayıp Kydippe’yi üç kez zengin insanlarla nişanladılar..
Ama Tanrıça Artemis, üçünde de araya girdi, evliliğe izin vermedi..
Sonunda babası çaresiz Kydippe’yi Akontios’a verdi..
Çünkü Kydippe ayvayı yemişti!.
Akontios’tan başkasına yar olamazdı..
Antik çağdan beri “Ayvayı yemek” deyimi güç durumda kalmak, kötü duruma düşmek anlamında kullanılır..
Bu, binlerce yıllık bir Ege deyimidir.
Bekardı..
Genç kızlar peşindeydi..
Ama o aradığı güzeli henüz bulamamıştı..
Artemis şenliklerini izlemek için Delos Adası’na gitti..
Delos, Santorini’nin hemen yanında ilahların yaşadığı bir adaydı..
Tapınakları, heykelleri, tiyatroları vardı..
Genelde zenginler yaşardı..
Akontios Delos’ta güzeller güzeli Kydippe’ye rastladı..
O an vuruldu..
Aşık oldu..
Ama Kydippe Delos’un en soylu ailesinin kızıydı..
Akontios soylu değildi..
Asla Kydippe’yi kendisine vermezlerdi..
Düşündü taşındı, bir hileye başvurdu..
Hem Kydippe’yi, hem Tanrıça Artemis’i kandıracaktı..
Bir ayva aldı, üzerine iri iri yazdı.
“Artemis tapınağı üzerine ant içiyorum ki ben Akontios’a varacağım!”
Sonra Kydippe tapınakta dua ederken, ayvayı attı, bağırdı..
“Oku.”
Kydippe ayvayı tuttu..
Antik çağda yazılar yüksek sesle okunurdu..
O da herkesin duyacağı şekilde okudu:
“Artemis tapınağı üzerine ant içiyorum ki ben Akontios’a varacağım!”
Bir anlam veremedi..
Ayvadan bir diş aldı, yere attı, sonra tapınaktan ayrıldı..
Ama yemini artık yemin sayılmıştı..
Herkes gibi Tanrıça Artemis de duymuştu.
Ertesi gün Akontios, ailesinden Kydippe’yi istedi..
Vermediler..
Vermemekle kalmayıp Kydippe’yi üç kez zengin insanlarla nişanladılar..
Ama Tanrıça Artemis, üçünde de araya girdi, evliliğe izin vermedi..
Sonunda babası çaresiz Kydippe’yi Akontios’a verdi..
Çünkü Kydippe ayvayı yemişti!.
Akontios’tan başkasına yar olamazdı..
Antik çağdan beri “Ayvayı yemek” deyimi güç durumda kalmak, kötü duruma düşmek anlamında kullanılır..
Bu, binlerce yıllık bir Ege deyimidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder