15 Haziran 2019 Cumartesi

20 Temmuz 1969’u gösterdiğinde tüm dünyanın odaklandığı bir konu vardır

Neil Amstrong Ay’a ayak basar. Neil Amstrong “Bir insan için küçük ama insanlık için büyük bir adım” olarak nitelendirir bunu. Aya inen Apollo 11’in arkasındaki Türkleri biliyor musunuz peki?
Mustafa Kemal savaştan sonra hemen eğitim hamlesine başlar. Her sene yaklaşık 120 öğrenci yurt dışına gönderilir. Bunlardan biri de Necdet Eraslan’dır. 1925 yılında İTÜ’den mezun olur ilk uçak mühendisi adayı olarak 26 senesinde Paris’e gönderilir. Makine ve uçak mühendisliği diploması alır. 37-38 senelerinde Türkiye adına ABD’ye gider ve alınacak uçakları tayin eder. California Institute of Technolgy’de dersler verir. Uçak motorları ve ateşleme üzerine yaptığı çalışmaları dikkat çeker ve uzaya gönderilecek araçların motor sistemleri üzerine çalışır.
1959 senesinde oğlu Arsev Eraslan makine mühendisi olarak ABD’ye gider, burada hava ve uzay mühendisliği doktorası yapar. NASA’ya davet edilir. Uzaya gönderilen Apollo 11 ve Apollo projelerinin bilgisayar yazılımlarını gerçekleştirir. İşte Ay’a ayak basılmasının ardındaki bu baba oğul şimdilerde unutulup gitmiştir.
38 senesinde California Institute of Technolgy baba Necdet Eraslan’ın çok önemli işler yapacağını bu nedenle Türkiye’ye dönmeyip Enstitü’de kalmasını ister. O reddeder “Benim ülkeme ve Atatürk’e borcum var” der. Yine oğlu Hüsnü Arsev Eraslan ise NASA’nın “burada kal” teklifini reddeder ve NASA’dan emekli olup Türkiye’ye döner. Birikimlerini gençlerle paylaşacaktır baba - oğul ve Boğaziçi Üniversitesi’nde profesör olarak görev yaparlar.
26.4.90 senesinde Milliyet Gazetesi’nde Necdet Eraslan’a rastlarız. Başlık aynen şöyledir; “ABD’de uzay projelerinde de yer alan Prof. Eraslan sinirlendi: Bilime ilgisiz bir milletiz” O zaman 81 yaşında olan Eraslan “Mekanizmada benzetişim programı” adıyla bir buluş gerçekleştirdiğini, Türkiye’deki üniversitelere ve Milli Eğitim Bakanlığı’na bunu sunduğunu ancak yanıt alamadığını anlatır. Son sözleri ise “Bu buluşumdan para istemiyorum, Türkiye dünyada bu projeyle büyük prestij sağlar. Ama ilgisizlik beni gerçekten kahrediyor” ABD’deki teklifi reddeden Eraslan kendi ülkesinde böyle bir şeyle karşılaşacağını bilse geri döner miydi sizce?
Mustafa Kemal savaş zamanı kasasında sadece 48 kuruşu olan bir devletin gözlerini gökyüzüne, bilime, sanat diktirmiştir.
O yüzden yücedir, o yüzden 100 yılda bir gelir. Ay’a ayak basılmasında dolaylı da olsa bu şekilde bir katkısı olmuştur. “İstikbal Göklerdedir” sözünün karşılığı gözlerini fezaya diken bu Atatürk gençleri değil midir?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

1924 Erzurum Depremi ve ATATÜRK

1 EKİM 1924 - ATATÜRK'ün, Erzurum'da "Depremden Zarar Görenlere Yardım Komisyonu"nun çalışmalarını denetlemesi ve fe...