15 Haziran 2019 Cumartesi

Taksim anıtında iki Rus general

Taksim'deki Cumhuriyet Anıtı, İtalyan mimar Giulio Mongeri' nin kaidesi ve çevre düzenini tasarladığı, İtalyan heykeltıraş Pietro Canonica' nın yaptığı ve iki genç Türk heykeltıraşın (Hadi BARA ve Sabiha BENGÜTAŞ) yardımları ile tamamamlandı ve açılışı 1928 yılında gerçekleştirildi.
11 metre yüksekliğindeki bu anıtın bir yüzü Kurtuluş Savaşı’nı, diğer yüzü ise Cumhuriyet Türkiye’sini anlatır.
İtalyan mimar Mongeri, anıtın kidesini adeta bir bina gibi düşündü. Altında heykelleri barındıran ve dört cephesinde sivri kemerler bulunan bir anıt inşaa etti. Bu sivri kemerlerle oryantalist ve geleneksel Türk mimarisine gönderme yapmış oluyordu. Kidenin iki yan cephesine birer havuz ve çeşme yaptı ise de buradan hiçbir zaman su akmadı. İnşaatta pembe renkli Suza ve yeşil renkli Trantino İtalyan menşeli mermerler kullandı. Dört cepheli kidenin kuzey yüzünde Kurtuluş Savaşı, güney yüzünde Cumhuriyet Türkiye'si canlandırıldı. İki yan cephede sancağı dalgalandıran Türk askeri vardır. Kurtuluş Savaşı'nı canlandıran cephede, başında kalpağı ile savaş giysili askeri üniforması içinde Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın Kocatepe'deki pozu canlandırılmıştır. Yanında piyadesi ile, süvarisi ile, topçusu ile kahraman askerleri yer alıyor. Bir de savaşın lojistik destekçisi fedakâr Türk kadını yere bağdaş kurmuş savaşı izliyor.
Gerek Kurtuluş Savaşı gerekse Cumhuriyet'in kuruluşunda “Bolşevikler”in maddi ve manevi desteğine bir nebze teşekkür etmek için o iki generalin heykeli oraya konmuştu.
Mustafa Kemal’in hemen solundaki sivil giyimli şahıs Rusya tarihinin en önemli askerlerinden biridir: Kızıl Ordu’yu Orta Asya’ya götüren ve 1922’de Enver Paşa’nın hayatına son verilmesi de dahil olmak üzere birçok harekâtın plânlarını bizzat hazırlayan General Mihail Vasiliyeviç Frunze; Frunze’nin arka solundaki kasketli asker de bir başka Sovyet generali, Kliment Yefremoviç Voroshilov’dur...
General Mihail Vasilyeviç Frunze, Sovyetler Birliği tarihi içinde önemli bir yere sahipti. Bir çiftçi çocuğu olarak 1885 yılında Bişkek’te dünyaya geldi; 19 yaşında Bolşevik Parti’ye katıldı. Siyasi faaliyetlerinden dolayı yükseköğrenimini yarıda bırakmak zorunda kaldı.
1906’da Lenin ile tanıştı.
Çarlık Rusya’nın istenmeyen adamlarından biri olan Frünze aynı yıl utuklanarak kürek cezasına çarptırıldı. 1916’da firar etti.10 yıllık sürgün hayatının ardından şu anda Belarus’un başkenti olan Minsk şehrinde saklandı.
Bolşevik Devrimi başarılı olunca Sovyet Kızıl Ordusu’nun en ünlü askerlerinden biri haline geldi.
1917 Devrimi’nde Minsk ve Batı Cephesi ordularına komutanlık etti; devrimin zaferle sonuçlanmasında büyük rol oynadı.
Devrimin ardından başlayan iç savaşta da çok kritik roller oynadı. Kızıl Ordu Başkumandanı Troçki tarafından Doğu Cephesi’nin komutanlığına getirildi. 1920 yılında Güney Cephesi’nin başına geçti.
1921’de Merkez Komite üyesi, 1925’te ise Sovyet Devrimci Askeri Konsey Başkanlığı yaptı. 31 Ekim 1924’te ülser rahatsızlığı nedeniyle yattığı ameliyat masasından bir daha kalkamadı. 40 yaşındaydı.
Frunze’nin mezarı, Kızıl Meydan’da, Lenin Mozolesi’nin arkasındaki Kremlin duvarındadır.
Ölümünün ardından doğduğu şehir Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’in adı Frunze olarak değiştirildi. Ne var ki Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra, şehre tekrar Bişkek adı verildi.
General Frunze, bizim tarihimiz açısında da önemli bir yere sahipti.
1921 ekiminde Kars Konferansı’nda Ukrayna Sovyet Sosyalist Devleti’nin elçisi olarak yer alarak ilk kez Türkiye’yi yakından tanıma fırsatı buldu.
Daha cumhuriyet ilan edilmeden Lenin’in özel talimatıyla, Sovyet Birliği’nin Olağanüstü Elçisi unvanıyla Ukrayna’dan Ankara’ya doğru yola çıkar. Batum limanından İtalyan gemisi Sannago ile yola çıkar. 26 Kasım 1921 de Trabzon'a varır.
İngiliz ve Fransız gemileriyle dolu Karadeniz’i aşmak o dönem zordur. Batılı ülkeler koskoca Karadeniz’de Frünze’nin Türkiye’ye ayak basmasını önlemek ister.
Trabzon’da dört gün kalan Frunze 1917 yılı başlarında özellikle Ekim Devrimi sırasında Rus Ordusunun Trabzon’dan Van Gölü’ne kadar 700 kilometrelik geniş bir cepheye yayıldığını Batum Trabzon arasına deniz kıyısı boyunca döşenecek askeri demiryolu için getirilmiş malzemenin geri çekilirken limanda bırakılmış olduğunu görür.
“Bütün bunların savaşta yedek olarak kullanılacağını düşünerek memnun olduk, ancak limana rastgele yığılmaları hoş değil ”der. Hemen hemen yüz kadar dekovil lokomotifin, pek çok vagonun, binlerce traversin, sayısız ray gibi pek çok değerli malın beş yıldan beri burada paslanmakta, çürümekte olduğunu, yalnız kısa bir süre önce bu malzemenin bir kısmının Sivas Samsun arasında kurulması planlanan demiryolu için Samsun’a götürüldüğünü dile getirir.
29 Kasım 1921 de Trabzon’dan Rus gemisi Georgiy’le yola çıkan Frunze 25 saat sonra Samsun’a varır. Samsun’dan 2 Aralık 1921 de karayolu ile yoluna devam eder. At sırtında kimseye yakalanmadan 13 Aralık 1921’de Ankara’ya gelir… Yanında getirdiği silahlar, toplar kadar heyette önemlidir. Türkiye’nin mücadelesinde kullanılacaktır çünkü. Rusya’nın 14 yüksek rütbeli subay Kızıl bayrak Nişanı’na sahiptir… Yolda karşılaştığı Türklerin sevgisine hayran kalır. Onuruna düzenlenen mitingde yaptığı konuşma büyük etki yarattı. Genç TBMM’de 20 Aralık 1921’de bir de konuşma yapar…
Frunze, Mustafa Kemal’le yakın ilişki kurdu. Sakarya cephesini gezdi. 5 Ocak 1922 günü arkasında iyi duygular bırakarak ülkesine döndü.
Mareşal Kliment Yefremoviç Voroshilov ise 1881'de Vernhiy/Ukrayna'da yoksul bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Maden işçiliği yaparak eğitimini zorlukla bitirdi.Türkiye’den döndükten sonra Frünze’nin ölümüyle boşalan SSCB Askeri ve Deniz İşleri Halk Komiserliği görevine atanır. 1925-1940 arasında bu görevde kaldı. II. Dünya Savaşı'nda Leningrad savunmasını yaparak Hitler'in kenti ele geçirmesini önledi. Savaş sonunda mareşalliğe yükseltildi ve 1947'de Politbüro üyesi oldu. 1953-1960 arasında Yüksek Sovyet Prezidyumu Başkanlığı (cumhurbaşkanlığı) yaptı. 1969'da öldü.
Mareşal Kliment Yefremoviç Voroshilov'un bizim için önemi ise şuydu: Ulusal kurtuluş savaşının sürdüğü yıllarda askeri bilgisiyle savaşın taktik ve stratejisine katkıda bulunması amacıyla Ankara'ya gönderildi.
Türkiye’ye sık sık gelen Mareşal Voroshilov’un Ankara dışındaki durağı İzmir’dir. O dönem İzmir belediyesi 1933’te en büyük caddesine şu anda adı Plevne Bulvarı olan yere “Voroşilof” adını verir… İzmir’in fahri hemşerisi de olur

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

1924 Erzurum Depremi ve ATATÜRK

1 EKİM 1924 - ATATÜRK'ün, Erzurum'da "Depremden Zarar Görenlere Yardım Komisyonu"nun çalışmalarını denetlemesi ve fe...